Tarihte Tarım
Tarihte tarımın başlangıcı, günümüzden 10.000 yıl öncesine tarihlenmektedir.
Avcı toplayıcı hayat ile başlayan tarım; insanoğlunun ihtiyaçları doğrultusunda gelişim göstererek yerleşik ve medenî bir tarz benimsediği sürece de işaret eder.
Toplu ve yerleşik yaşam, devletlerin ve krallıkların oluşumu; tarihte tarımın sayesinde oluşmuştur.
Tarihte tarım devriminin temelinde iklimsel değişimler yatmaktadır. Özellikle kış mevsimlerinde zorlaşan besin temini, dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan göçebe avcı toplayıcı toplulukları tarım ve dolayısıyla yerleşik hayata geçişe zorunlu kılmıştır.
Bu zorunlu atılım, tarihte tarım devriminin başlangıcı olarak kabul edilir ve binlerce yıl sürecek yeni bir yaşam tarzını da beraberinde getirmiştir.
Ülkemizin güneydoğusunu da kapsayan ve bugün Irak, Suriye, Lübnan, İsrail ve Ürdün’ü içine alan “Bereketli Hilal” olarak adlandırılan bölge, tarihte tarım faaliyetlerinin ilk örneklerine rastlanılan zonlardan biridir.
Tarihte Tarıma Geçiş Nasıl Gerçekleşti?
Birçok teoriye göre tarıma geçiş, insanların doğadan toplamış oldukları bitki tohumlarının mağara önlerine düşmesiyle gerçekleşmiştir.
Tarihte Tarıma Tüm Dünyada Aynı Anda mı Geçildi?
Tarihte tarıma geçiş, dünyanın farklı bölgelerinde ve birbirlerinden bağımsız olarak başlamıştır. Bu bölgeler başlıca Bereketli Hilal’i de kapsayan Mezopotamya, Çin, Orta Amerika ve Afrika kıyılarıdır.
Tarihte tarıma geçiş; bu erken çiftçi toplumlara, komşu avcı toplayıcı toplumlara kıyasla politik, askerî ve teknolojik pek çok önemli avantaj kazandırmıştır. Ordu sistemleri de oluşmaya başlayan bu avantajlı tarım toplumları; elde ettikleri işgal gücü sayesinde tarıma elverişli toprakları işgal edip Avrupa, Kuzey Amerika, Kuzey Afrika, Hindistan, Orta Asya gibi bölgelere yayılmışlardır. Bu işgal sonucunda bu bölgelerdeki avcı toplayıcı toplumlar da tarım, ardından hayvancılık ile tanışma fırsatı bulabilmişlerdir.
Türkiye Tarihinde Tarımın Yeri
Gelişmiş tarım faaliyetlerine dair en eski izlerin bulunduğu bölgeler ise Suriye’nin kuzeyi ve Türkiye’nin güneydoğusu olarak tespit edilmiştir. Bu bölgelerde yerleşik düzene geçiş, tarım kültürü ve buğday tarımı birlikte başlamıştır. Burada pek çok bilim insanının tezine göre medeniyetin ilk izleri kabul edilen; sulama kanallarını yapan, yasalar koyan ilk medeniyet olan Sümerler doğmuştur. Bu medeni toplumun inşasında rol oynayan en büyük etken; tahıl yani buğday ve arpa yetiştiriciliğidir.
Anadolu Tarihinde Tarım
Tarihte tarım, pek çok medeniyetin oluşmasına katkı sağlamıştır. Bu medeniyetlerden bir diğeri Anadolu topraklarının bereketinden faydalanan Hititlerdir. Ekonomisi tarıma dayalı olan Hitit halkına ait çivi yazılı metinlerde yaklaşık 180 adet tahıl ürününün adı geçmektedir. Yine bu çivi yazılı metinlere göre ekmek, Hititler için büyük önem taşıyan tanrılara ritüeller sırasında sunulan kutsal bir yiyecek olarak bilinmektedir.
Yüzlerce yıl sonra Anadolu’yu evi kabul eden Anadolu Selçuklu Devleti de bu toprakların bereketinden nasibini alarak ekonomisini büyük ölçüde tarıma dayalı inşa etmiştir.
Osmanlı Tarihinde Tarım
14. yüzyıla girilmesiyle 600 yılı aşkın süre tarihte önemli bir yer almış olan Osmanlı İmparatorluğu’nda tarım ağırlıklı bir iktisadi hayat varlığını sürdürmüştür.
Osmanlı tarihinde tarım ürünleri arasında en önemli ürün grubu tahıllar olmuş, üretimin %90’a yakını tahıllardan oluşmuştur.
Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında ülke ekonomisi zayıflamış, tarım ile uğraşan halk; ağır vergi yükleriyle karşı karşıya kalmıştır. İklim, ulaşım gibi faktörlerin de etkisiyle içe dönük, kapalı bir üretim tipi oluşmuş ve bu ekonomi modeli, verimin artmasını sağlayan girişimlere de engel olmuştur.
Cumhuriyet Tarihinde Tarım
1923 yılında Mustafa Kemal Atatürk tarafından Cumhuriyet’in ilan edilmesi ile birlikte Genç Türkiye radikal bir kalkınma sürecine girmiş, tarım alanında da önemli inkılâp hamleleri yapılmıştır.
Aşar Vergisi kaldırılmış, ziraat ve veteriner okulları, Yüksek Ziraat Enstitüsü, TMO, Tarım Kredi Kooperatifleri, çiftlik ve tohum ıslah istasyonları, Sümerbank kurulmuş; Ziraat Bankası yeniden yapılandırılmıştır.
Türkiye tarihinde tarımda yaşanan bu gelişmeler, günümüz modern tarımın temelini oluşturmuş; ekonomik kalkınmaya olanak sağlamıştır.
Günümüzde tarım sektörünün gelişmesi için teknolojinin tüm imkanlarından faydalanılmaktadır.
İÇDAŞ TARIM olarak bugün bizler; insanoğlunun binlerce yıllık mirasını, Anadolu’nun berekete kucak açan toprağını korumak ve tarımı sürdürülebilir kılmak için var gücümüzle çalışıyoruz.
